“ Yüz felci olan kişilerin yaşadıkları problemler nelerdir? ” sorusunu cevaplamadan önce, yüz felcinin ne olduğunu iyice bilmekte yarar var diye düşüyoruz. Bu bağlamda, yüz felçlerinin ikiye ayrıldığını söylemek isteriz. Bunlar; beyinden kaynaklı olan yüz felçleri ve beyinden uzak olan yüz felçleridir. Ancak en çok korkulan ise tümörlerdir. Maalesef, bir iç kulak tümörü de yüz felci yapabilmektedir ve bu durum oldukça tehlikelidir.
Bunun dışında, damar büyümelerinin, ciddi kronik hastalıkların ya da hiçbir şekilde akla gelmeyen ağır metal zehirlenmelerinin de yüz felci yapabildiğini belirtmek isteriz. Çok fazla soğuğa maruz kalan kişilerde, yüz felci riski çok daha artmaktadır. Şeker hastalığında ve hamilelikte yüz felci yaşanması durumu, normalden daha da fazladır. Hatta bazen yüz felçleri doğuştan da meydana gelmektedir.
Haber İçeriği
Bazen sebebi bilinmiyor
Sebebi bilinmeyen yüz felci de bulunmaktadır. Bu yüz felcine, Bell paralize adı verilmektedir ve toplumda en sık karşılaşılan yüz felci olarak karşımız çıkmaktadır. Bell paralize, yüzde 80 civarında kendiliğinden düzelmektedir. Bu yüz felcinde ilaç da verilmemektedir. Ayrıca geçici bir yüz felcidir ve hastalarda hiçbir şekilde iz kalmamaktadır. Ancak yüzde 20’lik kesimde sıkıntı olduğunu da söylemek isteriz. Bu kişilerin yüzde 10’u, dudak köşesini oynatamaz, gözünü kapatamaz ve bu kişilerin yüz kasında da ciddi problemler meydana gelir. Haliyle hastalar bu durumdan da oldukça rahatsız olur. Bu kişilerin yüzünde, ciddi şekilde asimetrik problemler oluşur ve bu durum herkes tarafından da fark edilir. Bu kişilerin kasları da çalışamaz halde olur. Diğer yüzde 10’luk kesimin ise kasları çalışır durumda olur ama az çalıştığını söyleyebiliriz. Bu duruma da, kısmi yüz felci denmektedir.
Tedavi olunmadığı takdirde sakat kalınabilir
Yukarıda da belirttiğimiz gibi kalan yüzde 80’lik kesimde ise herhangi bir sıkıntı meydana gelmemektedir. Ancak altını çizmemiz gereken bir durum vardır. Bu yazdığımız hususlar, yüz felci olup da direkt doktora giden kişileri kapsamaktadır. Yani, kişiler doktora gider ve gerekli tedavileri olursa yüz felci konusunda genel itibarıyla sorun yaşamaz. Ancak kişiler, yüz felci olduysa ve doktora gitmediyse bu kişilerin sakat kalma ihtimallerinin de olduğunu vurgulamak isteriz.
İşte o problemler
Yüz felci olan kişiler, yemek yerken oldukça sorun yaşamaktadır. Bu kişiler, çorba içerken çok büyük sıkıntılar yaşar ve maalesef çorbalarını içemez. Hastaların, dudağının köşesi aşağı kaydığı için ağızdan çorbaları da akar. Yüz felci olanlar, ıslık da çalamaz. Bu kişiler gözlerini kapatmak istediklerinde kapatamayabilir ya da zayıf bir şekilde kapatabilir. Bu kişilerin yüz şekli de asimetrik olmaktadır. Kişilerin kaşının biri aşağıda biri ise yukarıda olur. Bu durum karşıdan bakanlar için de hemen anlaşılmaktadır.
Yüz felçlerinin belli dereceleri bulunmaktadır ve 6 evrede incelenmektedir. En kötü durum ise 6’ncı evredir. 6’ncı evrede yüz kasları hiçbir şekilde çalışmamakta, gözler kırpılamamakta, dudak, yanak oynatılmamakta ve yüzde ciddi asimetrik problemler olmaktadır. En iyi evrenin 1 olduğunu da söylemek isteriz.
En korkulan yer: Göz
Yüz felçlerinde en çok korkulan yer, gözdür. Doktorlar, bu rahatsızlığı geçiren kişilerin gözünde herhangi bir problem olmaması adına yüz felci düzelene kadar hastalarını takip etmektedir. Hatta bu aşamada, kulak burun boğaz hastalıkları uzmanları ve göz doktorları beraber çalışmaktadır. O yüzden bu rahatsızlık oldukça önemlidir ve kişiler tedaviye gitmezse maalesef kör olma riskiyle bile karşılaşabilir. O yüzden kişiler mutlaka tedavi olmalıdır.
Sabır çok önemli
Yüz felci olan kişiler tedavi sürecinde oldukça sabırlı da olmalıdır. Tedavi süreci bazen 6 ay bile sürebilmektedir. Yani, bu hastalık asla basit bir hastalık değildir. Sinirler hassastır, özellikle de yüz sinirleri daha da hassastır. Ancak tedavinin başarı oranı da oldukça yüksektir. Kişiler asla yüz felcinden korkmamalıdır, yalnızca geç kalmaktan korkmalıdır. Tedavi önemlidir ama erken tanı da bir o kadar önemlidir. O yüzden yüz felci olan kişiler, ya nöroloji doktorlarına ya da kulak burun boğaz doktorlarına bir an evvel gitmelidir.
